22 Aralık 2010 Çarşamba

Uyuyorum. Orda mısın?!

Bu sefer gerçekten hayatıma soktuğum ve sokarken nasıl bir boka dönüşebileceğini kavrayamadığım tüm insanların üzerine sifonu çekmek istiyorum! Aklıma gelenler, yaptıklarım, davranış şeklim o kadar anlaşılmaz bir hal aldı ki... 21 senelik hayatımda Pırıl'ın en berbat versiyonunu izliyecilere sunuyorum. Tıpkı sevmediği bir oyunu sahnelemek zorunda olan bir oyuncu gibi. İşime aşığım ve o bana kazık atıyor.

Adam olmayan adamlardan değil de adam olamayan adamlardan nefret ediyorum. Bir de Pırıl'ı kaybeden Pırıl'dan! Yolumu kaybediyorum gibi hissediyorum ve bulacağım yeni yoldan ölesiye korkuyorum. Artık yağmurda yağmıyor!

Kan kokusuyla uyuyorum. Sanırım aşık oluyorum. Kendimi tanıyamıyorum...

21 Aralık 2010 Salı

2010, Şimdi S.ktir Git Burdan!

Sevgiliyle girdim yalnız çıkıyorum,

Derslerim vasattı,

Arkadaşlarım birbirleriyle kavga etti aralarında kaldım,

Yurtdışına çıkamadım,

Yazokuluna kaldım,

Bira göbeğim oldu,

Ananem öldü,

Tatil yapamadım,

Ailemi daha çok özler oldum,

Twitterı daha çok kullanmaya başladım,

Bana aşık olan bir adamı aşık olmaması için ikna etmeye uğraştım -3 ayımı aldı-,

Sık sık İstanbul'a gittim,

Tek başıma gezmekten keyif aldığımı gördüm,

Daha çok küfrettim,

Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı okudum,

Günlük tutmayı bıraktım,

Ölü bir adama aşık oldum,

Üniversiteden mezun olmak istemediğimi farkettim,

Dostlarımla aynı şehirde nefes alamamanın bana acı verdiğini anladım,

Doğum günümde deli gibi ağladım bir daha da ağlayamadım,

Köpeğimi çok özledim,

Babam ölecek diye çok korktum,

Bencilliğimi en üst seviyeye çıkarttım,

Elimde bardak patladı artık ömür boyu taşımam gereken lanet bir yara izim var,

Radyo programına başladım,

Leons'a girdim,

Dirty dance yaptım,

Antalya'ya gittim; falezlerde oturup denize giren turistlere küfrettim,

En yakın arkadaşımla evlensem nasıl olur diye düşündüm,

Çocukluk arkadaşımla yıllar sonra samimi oldum,

Plates yaptım,

Takı yapıp sattım -iyi para kazandım-

Dexter izledim; Rita öldüğünde ve Dexter'la Lumen birlikte olduğunda gözlerimin dolmasına engel olamadım,

Turist bir kızın tacizine uğradım,

Sigara içmemek için kendime engel oldum - hala içmiyorum-

Saçlarımı önce boyattım sonra uzattım,

Bol bol fotoğraf çektim,

Sevemediğim insanları hayatımdan çıkmaları için ikna ettim,

Blog yazdım,

Hayatıma tekrar karışık arkadaşlıklar soktum,

Kafam hiç netleşmedi,

Topuklu ayakkabılarla gezdim,

Kandırıldım,

Halamı çok özledim,

Birkaç insan kırım -kırdığımı bilmediğim insanlarda var sanırım-

Ağlayamadığım için ağlamak istediğim zamanlar oldu,

Sevdim sandım,

Takıntı yaptığım şeyler oldu,

Bile bile hatalar yaptım; 'Yine olsa yine yaparım!' dedim,

Gazete okumadım,

Wikileaks'e hiç bulaşmadım,

Her sabah uyanır uyanmaz müzik dinledim,

Bilgisayarımı bozdum,

Hala insanlara salakça güvendiğimi gördüm,

Duşun giderini tıkadım,

Hep tavuk ve köfte yedim,

Babamın parasını harcadım.

10 Aralık 2010 Cuma

Bir yazı yazarak iki insanın hayatını değiştirebilirim. Öyle birşey ki birisi sevdiğini kaybeder diğeri ikiyüzlülüğü görür, incinir, güven sorunu yaşar ama yoluna devam eder. İlki sevdiğini zaten sevdiği yerine koymadığı için sadece hırs yapar, ikincisi nedenleri düşüne düşüne kendini yorar ve sonunda vazgeçer.

İki insanın arasındaki pürüzleri dışardan görmek çok tuhaf. Yaşarken öyle bi sıvıyla dolduruyosun ki arayı, öyle bir basınçlı alan yaratıyorsun ki o pürüzler hissedilmiyor. Ama o basıncı dışardan hissedemediğin için anlamsızca seyrediyorsun yalnızca.

İçerde farklı dışarda farklı olmak, bakınca görmek görünce tekrar bakmaya gerek duymamak... Artık hayatımda birilerinin olmasını istediğimden pek emin değilim. İyiyim ve yalnızım. Eşinden ayrılmış takıntılı menopozlu hatunlar gibi konuştuğumun farkındayım -en azından ben öyle hissediyorum- ama yapcak birşey yok bunlar anlatmam gereken şeyler.

Üzerimde var olan ilginin kaybolması beni çok ürkütüyormuş. Bunu geçen gün o kadar net gördüm ki kendimden utandım. Hayatımda ilk defa bir insanın benimle ilgilenmekten vazgeçmemesini istiyorum. Bunu o kadar çok umursuyorum ki; en ufak bir eksiklikte, yoklukta suratım asılıyor. Hiç bu kadar muhtaç hissetmemiştim ve bunu hissettirdiği için o insandan nefret ediyorum. Bir an önce arazi olmalıyım. Cidden uzaklaşmalıyım yoksa çok canım sıkılcak. Kendimi kendi başıma tedavi etme konusunda o kadar ustalaştım ki artık el kitabına ihtiyaç duymuyorum. Sadece yorucu.